Paylaş |
|
Tweet |
Merhaba dostlar! Bu sefer farklı bir hikayeden bahsedeceğim; “Uçan Tabut” lakabıyla da bilinen Lockheed F-104 Starfighter savaş uçağının hikayesinden.
Genel olarak F-104’lerden bahsedecek olsam da, bu yazının temeli, F-104’ün malum lakabı almasında önemli rol oynayan ve önce sadece Batı Almanya için tasarlanıp daha sonra tüm NATO ülkelerinin temel av uçağı olarak seçilen F-104G(Germany) modeli olacak.
Önce F-104’ün gelişiminden başlayalım:
Kore savaşı yıllarında Amerikan avcı uçakları Kuzey Kore’li Mig pilotlarına karşı bariz bir üstünlük sağlayamamıştı, Rütbeliler bunun nedenini merak ediyordu, bir takım araştırmadan sonra Kore’deki F-86’larda olan temel sorunun düşük tırmanma hızı ve yetersiz bir son yükseklik olduğu açığa çıktı.
Lockheed baş tasarımcısı Kelly Johnson derhal çalışmalara başladı, daha yüksek hız , daha yüksek tırmanma sürati ve daha yüksek bir son irtifa, bunlar tasarımın temelindeki özelliklerdi.
Ve artık F-104 tasarımı yavaş yavaş şekilleniyordu. Bu yeni uçak oldukça hafif olacak şekilde tasarlanıyordu, ve yeni geliştirilen Pratt&Whitney J-79 motoruyla donatılınca , müthiş hızlı ve tırmanma sürati yüksek bir uçak ortaya çıkmıştı.
Ancak yüksek hızlı uçuş için kısa tutulan kanatları yüzünden çok hantal bir uçak haline gelmişti, bu şekilde bir manevra savaşına girmesi imkansızdı, yepyeni silah sistemlerine ihtiyaç duyuyordu.
F-104’te ilk kez ısıya güdümlü AIM-9 Sidewinder füzeleri kullanıldı. Ayrıca dakikada 6000 mermi atım hızına sahip, 6 namlulu ve 20mm çapında mermi atan M61A1 makineli topu da ilk kez f-104’lerde denenmişti. Esasen 1958’de ilk hizmete giren ‘A’ versiyonunda makineli top yoktu, o yılların doktrinine göre makineli toplar artık gereksizdi ve sadece füzelerden oluşan silah sistemleri kullanılmalıydı.
Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-104A
Ancak USAF( Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri) A versiyonunu pek beğenmemişti, kısa bir süre önleme filolarında görev yaptıktan sonra hizmetten çekildi.
Hemen sonra C versiyonu çıktı, C versiyonunda Lockheed, uçağı USAF’a beğendirebilmek için, uçağa çok sınırlı da olsa hava-yer sadırı kabiliyeti ile havada yakıt ikmali kabiliyeti ekledi ve yakın mesafe çatışması için uçağa 20mm lik M61A1 makineli topunu yerleştirdi.
USAF C modelini de pek beğenmese de, Vietnam’da avcı uçağı olarak denemeye karar verdi. Ancak gelen seri kayıpların ardından uçaklar hızlıca Vietnam hizmetinden çekildi.
Şimdi gelelim yazımızın konusu olan G versiyonuna.
NATO üyesi Avrupa ülkeleri o dönemde Sovyet tehdidine karşı ortak ve iyi bir avcı uçağı arayışındaydı. Lockheed de Avrupa’ya F-104’ü satmak istiyordu çünkü USAF’a yeteri kadar satamamıştı ve projeden zarar ediyordu. Peki tek yapabildiği hızlı ve yüksekten uçmak olan F-104’ü Avrupa’ya nasıl satacaktı? Köklü değişikliklerle :
• Yakıt kapasitesi artırılarak havada kalış süresi neredeyse iki katına çıkarıldı.
• F-104A’da 2 F-104C’de 4 adet olan yükleme noktası sayısı 6’ya çıkarıldı.
• Yeni “Autonetics NASARR F15A-41B” atış kontrol radarı ile Hava-Hava muharebe kapasitesi iyileştirildi ve Hava-Kara muharebe kapasitesi maksimuma çıkarıldı. Yani G modeli tam bir Av-Bombardıman uçağı haline gelmişti.
Ancak bu eklemelerin çok ciddi yan etkileri de mevcuttu. Uçak tasarlanandan çok daha ağır hale gelmişti, bu da uçağın kontrolünü iyice güçleştiriyordu.
Ayrıca uçağın tasarım amacından tamamen sapan yeni eklenti ve görevler, uçağı çok kolay düşebilir hale getiriyordu. Ayrıca f-104 kısa kanatları yüzünden zaten yüksek hıza muhtaç bir uçaktı ve bırakın motor susmasını, %40’lık bir güç kaybı bile uçağın düşmesi için yeterliydi.
Öyle ki Almanya aldığı toplam 964 F-104G’den 262’sini kaybetmiş ve 100’e yakın pilotu ölmüştü, uçak Almanya’da “dul bırakan”,”uçan tabut” gibi lakaplarla anılmaya başladı, hatta ülkemizde de yaşanan yüksek kayıplar nedeniyle uçan tabut lakabı bizde de sıkça kullanılır.
Batı Alman Hava Kuvvetleri Luftwaffe’ye ait bir F-104G
Türk Hava Kuvvetlerine ait bir F-104G
F-104’lerden bahsedip de S ve J versiyonlarından bahsetmemek olmaz.
S versiyonu, İtalyan Aeritalia firması tarafından önce İtalyan Hava Kuvvetleri için geliştirilmiş ardından da Türk Hava Kuvvetleri tarafından da kullanılmış bir F-104 versiyonudur.
F-104’ün diğer versiyonlardan önemli farkları şunlardı:
• Yükleme noktası sayısı 9’a çıkmıştı.
• Artan ağırlığı karşılamak ve daha iyi performans almak adına daha güçlü Fiat J-79/GE-19 motoruyla donatılmıştı.
• “Autonetics NASARR R-21G/H” radarı ile radar güdümlü Sparrow füzelerini fırlatma kabiliyetine erişilmişti(S=Sparrow)
• Bu radar ile arazi haritası çıkarılabiliyor ve ağaç seviyesinde otomatik uçuş yapılabiliyordu.
• Daha güçlü motorun artan hava ihtiyacı için ek hava girişleri açılmıştı.
İtalyan Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-104S
Ve son olarak gelelim J versiyonuna, bu model de F-104’ün Japon Hava Savunma Kuvvetleri(JASDF) için geliştirilmiş modelidir. Temel farklılıkları ise şunlardır:
• Yükleme noktası sayısı tekrar 6’ya düşmüştü.
• Mitsubishi J79-IHI-11A motoru ile donatılmıştı.
• Japonya’nın tekrar ABD’ye saldırma ihtimalini bertaraf etmek için yere saldırma yeteneği yok edilmişti ve yalnızca havadan havaya atış yapabilen “Autonetics NASARR F-15J-31” atış kontrol radarı ile teçhiz edilmişti.
…Murat Deniz Şenol…